6 Mayıs 2022 Cuma

YAZ AYLARINDA BESLENME

 


  YAZ AYLARINDA BESLENME

 Paylaşım yapmış olduğum yazımda yaz aylarına girerken besleneme ve aşırı sıcaklardan korunmanın yollarından bilgi vermek istiyorum.Yaz aylarının gelmesi ile sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı da artmakta ve metabolizma bu duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. Bu sebeple özellikle yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve koroner kalp hastalıklarında artış gözlenmektedir. Sıcakların etkisi ile artan terleme ile birlikte su ve mineral kaybı sonucu bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri de görülür.

Kronik hastalığı olan kişiler (tansiyon, şeker, astım vb.) sıcaklık değişikliklerine daha çok duyarlıdırlar. Özellikle kronik hastalığı bulunan ve yalnız yaşayan yaşlılar en çok risk taşıyan gruptur. Bu kategorideki kişilerin aşağıdaki bilgilere ihtiyacı vardır.

Aşırı Sıcaklardan En Çok Etkilenen Kişiler  

1-                    Yalnız yaşayan 65 yaş ve üzerindeki yaşlılar,

2-       Dört yaşından küçük çocuklar,

3-       Bakıma ihtiyacı olanlar,

4-       Hamileler,

5-       Açık alanda çalışanlar,

6-       Kronik hastalığı (şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, kronik solunum sistemi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, böbrek hastalıkları) olanlar,

7-       Sürekli ilaç (özellikle tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, depresyon ve uyku ilaçları) kullanan kişiler.

Aşırı Sıcaklardan Korunmak İçin Yapmamız Gerekenler

1-       Her zamankinden daha fazla su için ve su içmek için susamayı beklemeyin.

2-       Bol, hafif ve açık renkli giysiler giyin.

3-       Serinlemek için ılık duş ve banyo yapın.

4-       Siz ya da bir başkası sıcağa bağlı hastalık belirtileri hissettiğinde derhal tıbbi yardım isteyebiliriz.

 Açık Havada Çalışan Bireyler İçin Korunma Önerilerim

1        - Açık alanda çalışanlar susuz kalmaya ve sıcağa bağlı hastalıklara daha yatkındır.

2        - Baygınlık ya da halsizlik hissettiğinizde serin bir yere geçmek önemli,

3        - Çalışırken her saatte bir 2 ila 4 bardak arasında su için. Su içmek için susuzluk hissedene kadar beklememek lazım.

4        - Alkol ve aşırı şeker içeren sıvılardan kaçının.

5        - Ambalajı üzerinde tarif edilen şekilde güneş koruyucu uygulayın.

6        - Geniş kenarlı şapka, bol, hafif ve açık renkli giysiler giyinmek önemli.

7        - Molalarda ve iş sonrasında klimalı binalarda zaman geçirmek .

8        - Siz ya da bir iş arkadaşınızda sıcağa bağlı hastalık semptomları gelişirse derhal tıbbi yardım isteyebiliriz.

 Yaz Aylarında Beslenme

 1 -  Yaz aylarında hava sıcaklıklarının artması birtakım sağlık sorunlarını ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Vücut ısısı artmakta ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. Yaz aylarında özellikle yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve koroner kalp hastalıklarında artış gözlenmektedir. Sıcaklığın artması ile birlikte vücuttan ter ile öncelikle sıvı, potasyum ve sodyum gibi birçok mineral kayıpları olur bunun sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri de görülebilmektedir.

Yaz Aylarına Yönelik Sağlıklı Beslenme Önerilerim

1-      Yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme sağlığın korunması için esastır. Bu nedenle, beş besin grubunda yer alan çeşitli besinlerden yeterli miktarlarda alınmalıdır.

2-      Kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Yaz aylarında yapılacak kahvaltıda az yağlı peynirler, zeytin ve taze sebzeler bulunmalı, kafein içeren içecekler yerine de yarım yağlı süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çaylar tercih edilmelidir.

3-      Yaz aylarında yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmalı; yemeklerde bitkisel sıvı yağların kullanımı, yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır.

4-      Yaz aylarında vücut direncini artırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral alınmasını sağlamak için sebze ve meyve çeşitlerinden yararlanılması önemlidir. Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi gerekir.

5-      Kan şekerini hızla yükselten ve hızlı düşüren besinlerin tercih edilmemeli, basit karbonhidrat olan saf şeker ve şekerli besinler yerine tam buğday ekmek, makarna, bulgur gibi lifli besinlerin tüketilmesine özen gösterilmelidir.

6-      Enerjisi yüksek hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve tatlıları, dondurma gibi tatlılar tercih edilmelidir.

7-      Terleme ile artan sıvı ve mineral kaybının önlenmesi için yeterli sıvı alımı önemlidir. Ayrıca, yaşamın her döneminde yeterli sıvı alımı vücutta oluşan toksinlerin (zararlı öğeler) atılması, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışmasında, metabolizma dengesinin sağlanmasında ve vücutta pek çok biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde son derece önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, her gün en az 2-2,5 litre su içilmeli, sıvı alımının karşılanmasında kahve, çay ve gazlı içecekler yerine yarım yağlı süt, ayran ve meyve suyu gibi içecekler tercih edilmelidir.

Sağlıklı Günler Dilerim …

 

 

 

2 Mayıs 2022 Pazartesi

RAMAZAN BAYRAMINDA BESLENME ÖNERİLERİ

 RAMAZAN BAYRAMINDA BESLENME ÖNERİLERİ

Ramazan ayında günlük öğün sayısının azalması ve beslenme düzeninde meydana gelen değişiklikler nedeniyle ve Ramazan Bayramı’nda öğün sayısının artması ve daha fazla yemek yeme istediğinden ötürü kişiler bazı sindirim sistemi rahatsızlıkları ile karşılaşabilirler.

Geleneksel olarak bayramda ikram edilen şeker, çikolata, hamur işleri (baklava, börek vb.)  gibi gıdalar kan şekerini hızla yükselten ve enerji içeriği yüksek gıdalardır. Bu gıdaları bayramda birdenbire sık tüketmek sindirim sistemi problemlerine ve kan şekerinin hızlı yükselmesine sebep olarak çeşitli rahatsızlıklara yol açabilir. Bu nedenle bayram ziyaretlerinde sunulan ikramlara dikkat edilmeli, aşırıya kaçılmamalı, yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri unutulmamalıdır.

Bayram ve Bayram Sonrası Sağlıklı Beslenme Önerileri

1 -  Bayram süresince de yeterli ve dengeli beslenmek için, sağlıklı beslenme tabağında yer alan beş temel besin grubunda bulunan besinlerden yeterli miktarlarda tüketilmelidir.

2 - Ramazan ayının sonlanması ile tüketilecek yiyeceklerin miktarı aniden arttırılmamalıdır. Öğün araları en az 2 en fazla 4-5 saat olacak şekilde düzenlemelidir. Buna göre öğün sayısı 3 olarak planlanabilir. 

3 - Gerektiğinde ara öğünlerde taze meyveler ya da az şekerli hoşaf/kompostolar, ayran, kefir gibi içecekler beslenme düzenine eklenebilir.

4 - Bayram sabahı hafif bir kahvaltı ile güne başlanmalıdır. Kahvaltıda kızartma, kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinler yenmemelidir. Bayram ziyaretlerinde geleneksel olarak tatlı ikramı olacağından kahvaltıda şeker, bal vb. tatlı besinlerin bulundurulmaması yararlı olacaktır.

 5- Domates, salatalık, maydanoz, taze biber vb. çiğ sebzeler bolca tüketilmeli, az tuzlu peynir tercih edilmelidir. Haşlanmış yumurta tercih edilmelidir. Sucuk, salam, sosis vb. yağlı besinlerden, börek vb. hamur işi gıdalardan sakınılmalıdır. Ekmek olarak tam tahıl ekmeklerinin tercih edilmesi kan şekerini kontrol altında tutar ve tokluk hissi verir.

6- Besinler iyi çiğnenmeli, yemekler hızlı yenmemelidir.

7- Ramazan Bayramı süresince mide ve bağırsak rahatsızlıkları yaşanmaması için fazla şeker ve şekerli gıdaların (tatlılar, çikolata vb.) tüketimine dikkat edilmeli, çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.

8 - Özellikle bayramda tatlı tüketimi çok isteniyorsa hamurlu, şerbetli tatlılar yerine küçük porsiyonlar halinde sütlü tatlılar, taze veya az miktarda kuru meyveler; şerbetler yerine şekersiz veya az şekerli komposto/hoşaf suları, az şekerli limonata, ayran gibi içecekler ikram edilebilir.

Mutlu, Sağlık Bayramlar Dilerim.. 🌿 


19 Nisan 2022 Salı

KİLONUZ KONTROLÜNÜZ ALTINDA MI?

 




 KİLONUZ KONTROLÜNÜZ ALTINDA MI?

Genel olarak insanlar diyet yaptım kilo verdim ama nasıl bunu koruyacağım seklinde oluyor. Size küçük ama işlevi oldukça büyük, uygulandığı takdirde güzel sonuçlara sağlıklı günlere vesile olacak önerilerim olacak.

1 - Bol Su Tüketin ihtiyacınız olan suyu almaya özen gösterin.

2 - Beslenme Günlüğünüz Olsun yediklerinizi gün içinde ölçüsüne dikkat ederek tüketmeyi alışkanlık edinin.

3 - Yağ Tüketim Oranınızı Hesaplayın fark etmeden kullandığımız yağ oranına çeşidine dikkat edilmesi gerekmektedir.

4 - Alışılmışın Dışına Çıkmayın beslenme alışkanlığınızın haricinde yeni alışkanlıklar edinirken almanız gerekenin fazlasına çıkmayın.

5 - Evde ve Dışarıda Sağlıklı Öğünler Tercih Edin sağlıklı öğünlerle beslenmeyi alışkanlık haline getirin.

6 - Fiziksel Aktivitenizi Artırın en önemli ve en çok ihmal edilen nokta maalesef fiziksel aktivite sıklığının yeterli olmaması,

7 - Sevdiğiniz Besinlere Yasak Koymak Yerine Porsiyonunu Azaltarak Tüketin yasak size daha da cazip görünüp miktarını kaçırmanıza neden olabilir o yüzden yasaklar yerine miktarlar koyun.

8 - Sigara, Alkol Gibi Alışkanlıklar Edinmeyin vücudunuzun yaşlanmasına, ödem tutmasına, yorulmasına neden olmakla birlikte birçok rahatsızlığın tetikleyicisi bunlardır

9 - Basit Karbınhıdrat Yerine Kompleks Ev Yapımı Tariflerle Menü Hazırlayın tam buğday unu kullanın.

10.Kızartma Yöntemden Ziyade Haşlama, Fırınlama, Buulama Yöntemlerini Kullanın Bunu bir zorunluluk olarak görebilirsiniz yani kızartma yöntemini hayatınızdan çıkarmanızı istiyorum.

Kısa süreli diyetler yerine yaşam tarzı değişikliği yapın, unutmayın Sağlık Ertelenmeyecek kadar değerlidir.

 Sağlıklı Günler Dilerim... 🌿🌿

14 Nisan 2022 Perşembe

 VÜCUT DİRENCİNİ GÜÇLÜ TUTMANIN YOLLARI 


1 - Dengeli ve Sağlıklı Beslenme

Güne kahvaltınızı yaparak başlayın. Gece boyu gıda alımı olmadığından beyninizin sabah kalkınca enerjiye ihtiyacı vardır. Daha sonra gıda alımınızı kahvaltıdan başlayarak gün içine yaymanız daha etkin kalori yakmanıza neden olur. Öğünlerinizi önceden belirleyiniz. Mümkünse yediklerinizi 3 ana öğün, 3ara öğüne bölün az ve sık beslenin. Bol su için, yiyecekleri iyice çiğneyin. Her yemek yediğinizde midenin 1/3’ünü boş bırakın. Tam olarak dolu mide sağlığımızın zaman içinde bozulmasına, erken yaşlanmaya neden olur. Midenizi katı gıdalarla doldurmayın. Katı gıdalarla dolu mide içeriğinin gerekli öz suyu her tarafa dengeli ulaştırması güçleşir ve sindirim zorlaşır. Düzenli yemek yiyenler daha dengeli ve sağlıklı beslenmekte ve ideal kilolarını korumaktadırlar.

2 - Günde En Az 2- 2,5 Litre Sıvı Tüketmek

İnsan vücudunun yaklaşık % 60 ı sudan oluşmaktadır. Vücudumuzdaki tüm hücre ve organ sistemlerinin uygun çalışması suya bağımlıdır. Su; vücut sıcaklığının düzenlenmesinde, besinlerin hücrelere taşınmasında ve metabolizma sonucunda oluşan artık ürünlerin uzaklaştırılmasında rol almaktadır. Gün boyunca solunum, terleme, idrar ve barsaklar yoluyla su kaybederiz. Bu nedenle çevresel ve fiziksel faktörler su ihtiyacımızı belirler ve su ihtiyacı kişiden kişiye değişir. Örneğin, kış aylarında terleme ile su kaybı azalacağından yaz aylarına göre su ihtiyacı daha az olacaktır. Günlük su ihtiyacı konusunda farklı görüşler olmakla birlikte genel olarak güne 2-2,5 litre su tüketimi önerilmektedir.

Yeterli su içilmediğinde ortaya çıkan ilk belirti susuzluk hissidir. Yaşlılarda susuzluk hissinin zayıflaması nedeniyle su alma ihtiyacı fark edilmeyebilir ve vücutta su eksikliği tablosu kolaylıkla gelişebilir. Baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu, ağız ve burunda kuruluk, idrar renginde koyulaşma ve ileri aşamada halüsinasyon ve bilinç bulanıklığı söz konusu olmaktadır. Sıvı ihtiyacı gazlı içecekler, kahve ve çay gibi içeceklerden değil sağlıklı seçenekler olan su, taze sıkılmış meyve suları, bitki çayları ve çorbalar ile sağlanmalıdır.

3 - Düzenli Uyku

Uyku günlük hayatımızda daha dinç ve sağlıklı olmamız için en öenmli etkendir. Uykusuzluk yaşayan veya uyku bozukluğu olan kişilerin bağışıklık sistemleri de olumsuz etkilenmektedir. Düzensiz ve az uyku bağışıklığı zayıflatarak enfeksiyonlara davetiye çıkarmaktadır. Uyku süresinin ve uyku düzeninin sağlanması sağlıklı bir bağışıklık sistemi için çok önemlidir. Uyku, bedenin ve beynin dinlenme sürecidir. Belirli bir süre ve belirli periyotlarla yapılmak zorundadır. Kişi iyi ve kaliteli uyku uyuyabiliyorsa vücut dinlenir, daha dirençli ve güçlü olur.

Uykuyu Bozan Yiyecek ve İçekleri Tüketmeyin

Kafein (kahve), nikotin (sigara) ve tenin (çay) uyanık tutacağı için, bu maddeleri içenler daha uzun sürede uykuya dalıyor. Dolayısıyla rahat bir gece geçirmek için uyumadan 3 saat öncesinde bu maddeleri tüketmemek gerekiyor.

Kaliteli Bir Uyku İçin Yapmamız Gerekenler

1 - Her gün aynı saatlerde uyumak ve aynı saatlerde uyanmalıyız.

2 - Düzenli egzersiz yapalım

3 - Akşam yemeğinizi yatmadan en az 2-3 saat önce yemeliyiz.

4 - Çay, kahve, kola gibi kafein içeren içecekleri, yatmadan 3 saat önceki zamanda içmeyin.

5 - Yatmadan 15 dakika önce içeceğiniz ılık süt ya da yapacağınız ılık dış uyumanızı kolaylaştırır.

6 - Yatak odanızda televizyon, bilgisayar, cep telefonu gibi cihazlar bulundurmayın varsa kapatmalıyız.

 

4.Düzenli Olarak Egzersiz Yapmak



Düzenli ve dengeli yapılan egzersiz bağışıklık sistemini kuvvetlendirip hastalıklara yakalanma riskini düşürür ve hastalıkların çabuk atlatılmasını sağlamaktadır. Egzersizin fiziksel kapasiteye etkisinin yanı sıra bağışıklık sistemi, sinir sistemi ve kalp damar sağlığı için de pozitif etkisi bulunmaktadır.      Eğer düzenli olarak spor salonuna giderek fiziksel aktivite kısmını orada halletme imkanınız varsa bu, sizin için tabi ki güzel bir seçenek olacaktır. Ancak hem salona gitmeye hem de her gün egzersiz yapmak için fırsatınız veya vaktiniz yoksa dahi endişelenmenize gerek yoktur. Çünkü gün içerisinde yapacağınız herhangi bir miktarda aktivite, hayatınızda hiç yer almamasından iyidir. Egzersizin faydalarından yararlanmak için gün boyunca daha aktif olun. 

Düzenli Egzersiz Bizlere Bazı Destekler Sağlamaktadır.

1 -  Ruh Halinizi İyileştirir

2 -  Kilo Kontrolüne Yardımcı Olur

3 - Daha İyi Uykuyu Destekler

4 - Kaslarınız ve Kemiklerinizin Güçlenmesine Yardımcı Olur

SAĞLIKLI GÜNLER DİLERİM ...

11 Nisan 2022 Pazartesi

 


YETERLİ VE DENGELİ BESLENME SAĞLIĞIN TEMELDİR.

    Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır.

Doymuş yağ (tere yağ, kuyruk yağı) oranı yüksek besinleri daha az tüketin. Yeterli miktarda doymamış yağ (ay çiçek, mısırözü, soya, fındık, zeytin yağı) almaya dikkat edin.

Yarım yağlı süt, yağsız yoğurt tüketin. Yağlı kırmızı et yerine yağsız et, kuru baklagiller (nohut, mercimek, fasulye gibi) balık ve tavuk tercih edin. Süt ve süt ürünleri de (yoğurt, peynir vb.) tüketilmeli fakat bunlarında az yağlı olmalarına dikkat edilmeli.

Yemeklerinizi haşlama, fırında pişirme veya ızgarada pişirme yöntemleriyle pişirirseniz yemeğe eklenecek yağı da azaltmış olursunuz. Aşırı şekerli gıdalardan kaçınmalı ve hatta çay, kahve gibi içecekler şekersiz içilmeli veya şeker miktarı azaltılmalıdır. Gıdalardan aldığımız günlük tuz miktarı 6 grm (bir tatlı kaşığı) geçmemelidir. Bu miktara yemeklerden, ekmekten, içeceklerden aldığımız tuz miktarı dahildir. Tuz tüketimi ile yüksek tansiyon arasında ilişki bulunmaktadır. Yüksek tansiyonu olanlar doktorlarının tavsiyesine göre ya hiç tuz kullanmamalı yada miktarını azaltmalıdır.

 Güne kahvaltınızı yaparak başlayın. Gece boyu gıda alımı olmadığından beyninizin sabah kalkınca enerjiye ihtiyacı vardır. Daha sonra gıda alımınızı kahvaltıdan başlayarak gün içine yaymanız daha etkin kalori yakmanıza neden olur. Öğünlerinizi önceden belirleyiniz. Mümkünse yediklerinizi 3 ana öğün, 3ara öğüne bölün az ve sık beslenin. Bol su için, yiyecekleri iyice çiğneyin. Her yemek yediğinizde midenin 1/3’ünü boş bırakın. Tam olarak dolu mide sağlığımızın zaman içinde bozulmasına, erken yaşlanmaya neden olur. Midenizi katı gıdalarla doldurmayın. Katı gıdalarla dolu mide içeriğinin gerekli öz suyu her tarafa dengeli ulaştırması güçleşir ve sindirim zorlaşır. Düzenli yemek yiyenler daha dengeli ve sağlıklı beslenmekte ve ideal kilolarını korumaktadırlar.

 Zihinsel faaliyetlerin gerektirdiği enerji kaynaklarının en önemlilerinden biride meyvelerdir. Beynin oksijen dışındaki tek enerjisi glikozdur. Glikoz meyvelerde hazır halde bulunur. Diğer gıdalarla alınan şeker midede yakılarak glikoza çevrilir. Bu nedenle meyveleri aç karnına yemeliyiz. Meyveler yemeklerden 30 dakika önce veya 3 saat sonra alınmalıdır. Mide doluyken alınan meyveler midede kalıp besin değeri kaybolup orada mayalanacağı için bütün sindirim sistemimizi yorar. Vücudumuzda dakikada 10 milyon hücre ölür ve bir o kadarı da yenilenir. Ortalama 100 günde (beyin ve sinir hücreleri hariç) bütün vücudumuz yenilenir. Düzensiz kötü beslenme yenileme sistemini aksatır. Cildiniz canlılığını, tazeliğini kaybeder ve en önemlisi hastalıklara açık olursunuz. Yorgunluk, çabuk yorulma, baş ağrısı olabilir. Düşünce ve hafıza sistemi bulanıklaşır. Bu nedenlerden dolayı düzenli ve sağlıklı beslenmeye dikkat etmeli ve yemek için yaşamamalı sadece yaşamak için yemeli görüşü benimsemeliyiz .... SAĞLIKLI GÜNLER DİLERİM

10 Nisan 2022 Pazar

RAMAZAN AYINDA SAĞLIKLI BESLENME

 Ramazan Ayını Sağlıklı ve Zinde Geçirmek İçin Beslenmeye Dikkat



                                                                                                                                    

Oruç tutarken, herhangi bir sağlık problemleriyle karşılaşmadan, sağlıklı bir ramazan ayı geçirmeniz sahur ve iftarda sağlıklı beslenmeden geçmektedir.

Oruç Tutanlar İçin Beslenme Önerileri  

1 -  Oruç tutarken yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterin.

2 - Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra aralıklı ve her seferinde küçük porsiyonlar şeklinde beslenin.

3 - Yemeklerinizi hızlı yemekten kaçının, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek tüketin.

4 - Sahur öğününüzü atlamayın, mutlaka yapın.

5 - Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler gibi yiyeceklerden oluşan hafif bir kahvaltı yapabilir ya da çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün tercih edebilirsiniz.

6 - İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlayıp 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edebilirsiniz. Hem enerji veren hem de kan şekerini hızlı bir şekilde yükselten besinler beyaz ekmek, pirinç pilavı, kızarmış patates gibi yiyecekler yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna vb. tercih edin.

7 - Mümkün olduğunca iftar ve sahurda badem, ceviz vb tüketmeye özen gösterin.

8 - İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlıları tercih edin.

9 - Susama hissi duymasanız bile iftar ve sahur arasında sık sık su için. Suya ek olarak kafein içeren içecekler yerine de süt, ayran, sade soda, taze sıkılmış meyve-sebze suları, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edebilirsiniz.

10 - Yemekleri pişirme yöntemlerinin de önemli olduğunu unutmayın. Özellikle ızgara, haşlama, fırında, buğulama gibi sağlıklı yöntemlerle hazırlanan yemekleri tercih edin.

11 - Kavrulmuş, kızartılmış ve tütsülenmiş yemeklerden uzak durulması önemlidir.

12 - İftardan 1-2 saat sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olacaktır.

13 - Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için de sıvı tüketiminize dikkat edin. Yemeklerde lif oranı yüksek yiyecekler (kuru baklagiller -kuru fasulye, mercimek, nohut-, kepekli tahıllar ve tam buğday ekmeği, sebzeler ve salata) tercih edilmelidir. Taze ve kuru meyveler, hoşaf ve kompostolar, hurma, ceviz, badem vb gibi kuru yemişler tüketilmelidir.

En Önemlisi de Sıvı Tüketimine dikkat!

Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmakta ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. Sıcaklıkların etkisiyle artan terleme ile birlikte yeterince sıvı alınmazsa su ve mineral kaybı sonucu, bayılma, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri yaşanabilmektedir.

Günde ortalama en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) su içmeye, bununla birlikte Ramazan ayında sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve-sebze suları, sade soda vb. sık sık tüketmeye özen gösterilmelidir.




14 Şubat 2022 Pazartesi

Kış Aylarında Bol Bol Limon Tüketmenin 5 Faydaları


  • Merhaba bu yazımda Tam bir C Vitamin kaynağı olan Limonun sağlık açısından faydalarından bahsedeceğim. Çiçeğinden tutup limon oluşumunu sağlanmasına kadar hoşkokusu ve ekşimsi tadı ile hemen hemen herkesin severek tükettiği zengin besin değerleri vitamin ve mineraller ile özellikle PANDEMİ günlerinde C Vitamini katkısıyla hastalıkların tedavisinde büyük rol almaktadır.  


İşte Limonun Sağlık Açısından 5 önemli Faydası


1 - Bağışıklık Sistemini Güçlendirir

C Vitamini açısından çok zengin olan limon aynı zamanda bağışıklık ve sindirim sistemlerinin düzenli çalışmasına destek olur. Limon suyu kandaki toksinlerin temizlemesine yardımcı oluyor. Zengin bir potasyum kaynağı olan limon kalp hastalığı sorunları olan hastalar için de çok faydalıdır. Mide bulanması ve tansiyonu dengeler.

2 - Kilo Vermenize Yardımcı Olur

Limon 🍋 içerisinde bulunan asit, besinlerin kan şekeri üzerindeki etkilerini hafifletici özelliği var.

3 - Konsantrasyonu ve Hafızayı Güçlendirir

Limon içinde bulunan potasyum, beyne ve sinir hücrelerine yardımcı oluyor. Konsantrasyonu ve hafızayı güçlendirip, sinir sistemini sakinleştiriyor. Zihniniz stres altındayken vücudunuz C vitamini kaybeder. Limon, bu vitaminleri geri kazanmanızı sağlar. 

4 - Enfeksiyonlara Karşı Savaşır

İçerdiği sitrik asit sayesinde enfeksiyonlara karşı savaşmada yardımcı oluyor. Bir bardak 🥤 ılık suya bal, limon 🍋 suyu eklenip karıştırılarak tüketildiğinde nezle, Grip özellikle Corona Virüs e karşı büyük direnç sağlayarak enfeksiyonlara savaş açıyor.

5 - Bronşit ve astıma yakalanma riskini azaltır, var olan hastalıkların semptomlarının daha hafif atlatılmasına yardımcı olur.



Sağlıklı Günler Dilerim.. 🌿 

25 Ocak 2022 Salı

PANDEMİ SÜRECİNDE BESLENME

 Tüm dünyada hızla yayılan korona virüse karşı mücadelede en güçlü silahımız bağışıklık sistemimiz. Yeterli ve dengeli beslenmek,fiziksel Aktivite ve düzenli uykunun bağışıklık sistemini gülendirdiği kanıtlanmıştır. Bu nedenle günlük beslenmemize protein, lif, vitamin (A, B6, Cve E vitaminleri) mineral (Çinko, selenyum, demir) ve antioksidanlardan zengin kaynaklara yer vermeliyiz.

Bu dönemde güçlü bir bağışıklık sistemi için 

1 - Yeterli ve dengeli beslenin; Ana öğünlerinizde tabağın bir çeyreği sebzelerden, diğer çeyreği tam tahıl ürünlerinden ve kalan yarısının eşit üç parça halinde meyvelerden, yüksek proteinli gıdalardan (kuru baklagiller, et, yumurta, balık, tavuk, yağlı tohumlar, vb.) ve süt ürünlerinden (süt, yoğurt, ayran, peynir vb.) gelmesi önerilmektedir.

2 - Mevsimine uygun ve dayanıklı sebzemeyvelerden günde 5-7 porsiyon olacak şekilde tüketin. 

3- Bitkisel protein ve lif yönünden zengin, oldukça dayanıklı olan kuru baklagilleri (mercimek, fasulye, nohut vb) haftada 2 defa tüketin. 

4- Öğün atlamayın; Özellikle kahvaltı öğününe örnek kalite protein olan yumurtayı mutlak ekleyin. Gün içerisindeki bir öğününüze et, tavuk, balık (haftada 2 gün) veya etli sebze yemekleri ekleyin. 

5 - Bal, propolis gibi arı ürünlerini kullanmak bağışıklığı güçlendirir. Günde 1 tatlı kaşığında sınırlandırın. 

6 -  Su tüketin; Günlük su tüketiminizi ortalama 1.5-2 It'nin (Kilogram başına 30 ml) altında olmayacak şekilde tüketin. 

7 - Çinko ve magnezyum gibi minerallerin ana kaynaklarından olan kuruyemişleri günde 1 avuç olacak şekilde sınırlandırarak mutloka tüketin. 

8- Probiyotikler, güçlü bir bağışıklık sistemi uyarıcısıdır. Günlük beslenmenize doğal probiyotik kaynaklardan olan süt, yoğurt, kefir ekleyin. 

9- Bu süreçte kan şekerini hızla yükselten şeker ve şekerli yiyecek ve içecekler, beyaz ekmek de dâhil hamur işi ürünler, işlenmiş et ürünleri, aşırı tuz içeren hazır soslar, cips, patlamış mısır ve tuzlu kurabiyeler gibi besinlerin tüketimini sınırlandırınız. 

10- İdeal kilonuzu koruyun; Düşük kalorili kısıtlayıcı diyetler ve detoks programları bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Bu süreçte agresif diyet yöntemleri kullanmadan, profesyonel destek alarak ideal kilo aralığına bağışıklık sistemini güçlendirerek gelebilmek mümkün. 

Sağlıklı Günler Dilerim... 🌿 




5 Ocak 2022 Çarşamba

SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN SPOR

Sağlığın korunması ve vücut formunun korunması için spor yapmak büyük önem taşımaktadır. Eski zamanlardan itibaren spor yapmanın adı bazen eğlence bazen de savunma amaçlı anılmış olsa da spor vücudun metabolizmasına en fazla etki eden eylemlerden birisidir. Özellikle sağlıklı bir yaşam için vücudun dokusundan kemiğine ciğerlerden kalp ve damar rahatsızlıklarına kadar pek çok konuda byük yarara sahiptir. Spor yapmanın yararı her ne kadar büyük olsa da spora ayrılan zaman oldukça azdır. Kişilerin kendisini belirli hedeflerle motive etmesi spora ayrılan zamanın artmasını sağlayacaktır. Burada spor verilerinin önemi de oldukça büyüktür. 

Günlük yaşantımızın en önemli aktivitelerinden birisi olan spor, son zamanlarda birçok insanın hayatına girmeye başladı. İnsanlar; sabah, öğle, akşam olmak üzere birçok farklı spor dalı ile günlük hayatın stresini atıyor. Spor yapmadaki en önemli amaç sağlıklı yaşamak. Ancak zaman zaman kilo vermek ve zinde kalmak isteyenlerin de spora başvurduğunu görüyoruz. 


Spor yapmanın en büyük faydalarını; vücudumuzu ve beynimizi zinde hissetmek, mutlu olmak, stresi azaltmak, kendimize olan saygımızı artırmak, beslenmemizi iyileştirip iştahı artırmak, günlük enerjimizi yükseltmek ve yaşam kalitemizi artırmak şeklinde sıralayabiliriz. 

Spor ile beslenme arasındaki etkileşim 

Sporun yanındaki en önemli tamamlayıcı faktör hiç kuşku yok ki beslenme. Bir insan ne kadar çok spor yaparsa yapsın eğer iyi beslenemiyorsa sağlık açısından zor duruma düşebilir. Bu sebeple spor yapacak bir insanın doğru şekilde beslenmesi gerekiyor. Örneğin spordan hemen önce ağır yemekler yemek kişiyi spor esnasında zorlayabilir. Hareket kabiliyetini kısıtlayan bu beslenme şekli kimi zaman hastalıklara ve telafisizor durumlara götürebilir. Bu sebeple spor ile beslenme konuları uzman eşliğinde birbirine paralel olarak yapılması gereken aktiviteden oluşuyor. 

Spor yaparken bunlara dikkat! 

Spor yaparken dikkat edilmesi gerekenleri sıralayacak olursak; özellikle yaşlı insanların çok ağır tempo ile yürüyüp koşmaması gerekiyor. Hatta bu kişilerin bir uzman kontrolünde spor yapmaları kişilerin yararına olabilir. Öte yandan genç insanlar da spor yaparken aşırı yüklenmeden uzak durmalılar. Vücut ne kadar genç olursa olsun, uzun süredir spor yapmayan bir insanın hareket kabiliyeti çok geniş olmadığından, bu kişilerin de spor yapma dozlarını yavaşça artırmaları gerekiyor. 





4 Ocak 2022 Salı

Grip İçin En İyi Çaylar

 Grip Çayı Olarak Bilinen Bitki Çayları Nelerdir?

Soğuk havalarda bazı nedenlerden dolayı hasta olabiliriz. Vücut direncimizin düşmesi sonucu bazı hastalıklar ortaya çıkar. En yayın görülen hastalık türü griplerdir. Gripler bakterilerle ve enfeksiyonla ortaya çıkan bir hastalık türüdür. Bu hastalık duruma göre değişiklik gösterebilir ve her insanda farklı belirtiler ortaya çıkarabilir. Gripten korunmanın birçok yolu bulunuyor. Özellikle vitaminli gıdalar gripten korunmanın en iyi yoludur. Birçok insan grip olduğunda evde nasıl bir tedavi uygulayacağını merak ediyor. Evde bazı içeceklerle grip hastalığını atlatmak mümkündür. Özellikle gribe iyi gelen çaylar bu hastalık için çok iyidir.

Grip çayları olarak bilinen bu çaylar, insan vücudunun bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve mikroplara karşı savaş açıyor. İnsanlar hasta olduklarında iştahları kapanır. Fakat bu durumda iyi beslenmek her zaman gribi daha kısa bir sürede bitirecektir. Grip çayları herkesin merak ettiği çay türleridir. Bu çaylar hakkında herkes bilgi sahibi olmak istiyor. Merak edilen bu çayları şu şekilde sıralayabiliriz; 

  • Ihlamur
  • Zencefil
  • Sarımsak
  • Adaçayı
  • Zerdeçal
  • Nane çayı
  • Limon çayı

2 Ocak 2022 Pazar

OMİCRON

OMİCRON 40 KAT DAHA HIZLI BULAŞICI 

Delta varyantından 40 kez daha hızlı Omicron’un kapalı alanlarda bulaşı çok daha kolay ve hızlı oluyor. Mevcut aşıların etkinliği deltaya göre biraz daha düşük bu nedenle tam doz aşılılarda bile hastalığı hafif semptomlarla geçirip, çevrelerine bulaştırabiliyor. Bu nedenle tam doz aşı yaptırmak ve aşılı da olsak önlemlere uyum çok önemli. Yeni bir yayında Sinovac gibi atenüe aşıların, mRNA aşılarıyla karşılaştırıldığında etkinliğinin düşük olduğu gösterildi. Özelikle önceden Sinovac olanların ek dozlarda Omicron’a karşı mRNA aşıları ile aşılanmaları çok önemli. Ülkemizde 3. doz aşılama 3 ay sonra yapılabilir, ek doz aşılar mutlaka yapılmalı ve kapalı alanlarda maske kullanımına dikkat edilmelidir.

Sağlıklı Günler Dilerim.